Milf” denen İngilizce bir deyiş vardır.
İlk olarak “American Pie” adlı Hollywood yapımı gençlik filminde
kullanılmıştır. Açılımı “Mother i’d like
to fuck”, yani en kibar ifadeyle “Sevişilmek istenen anne” dir. Gerçi ilk
okunuşta çokça sarf edilen bir küfrü anımsatsa da, buradaki anne, ergenlik dönemindeki
bir gencin annesidir ve gencin arkadaşları tarafından olgun yaşına rağmen arzulanmaktadır.
Malum, bizim toplumda olgun kadın
– genç erkek tarzı ilişkiler tabudur, asla olmamalıdır, olması halinde
gizlenmelidir, bitirilmelidir, cezalanmalıdır vesaire… Ama oluyor, hayat fazla
plana programa uymuyor ne yazık ki… Zaten kabullenilmediği için aşağılama
amaçlı küfürlere giriyor ya bu tip durumlar… Anne bekar, arkadaş da 18 yaş
üzeri reşit bir gençse kimseyi ilgilendirmez esasında. Ancak bu tarz
karışmalar, müdahaleler de oluyor, bunlardan da kaçılamıyor maalesef.
Filmde dar anlamda kullanılan bu
deyim, geniş anlamda orta yaşlarını süren -35 yaş üzeri- ancak bakımlı, formda,
yaşına göre daha genç ve dinç görünen, dişi ve ayrıca ruhen de hayat dolu,
gerginliklerden uzak, ilişkilerinde rahat, mutlu olan ve karşısındakini de
mutlu eden kadın yerine kullanılır. Bu tip bir kadının lise çağında oğlu ve
kendisine aşık bir arkadaşı olmasına gerek yoktur. Bekar da olabilir, evli de,
boşanmış da…
Ancak bu deyim öyle kişiler için
kullanılmaya başlanmıştır ki, artık her orta yaş grubundaki kadına milf
denmektedir. Hatta bir oksimoron olarak “milf teyze” (!) Milf ve teyze aynı
kategoride yer alamaz. Bir milf, teyze olacak çağlarını sürebilir ancak ne
fiziki görünümü ne de ruhu “teyzeleşmemiştir”. Burası çok önemlidir. Özellikle
de ruhsal boyutu… Altın günlerinde pasta ve börek yiyerek konu komşuyla
dedikodu yapmaz milf. Başkalarının hayatını yargılamaz, burnunu sokmaz.
Olgundur… Dikte edilmiş dar kalıplarla yaşamaz, kendine has bir yol çizmiştir,
bunu yaşar ve keyiflidir.
Teyzeler ise toplum kalıpları ne
ise onlara sıkı sıkıya tutunur, sorgulamaz, buna uymayanı da sürekli eleştirirler.
Kendi yolunu bulamadığı için mutsuzdur, diğer insanları da –tam tersi gibi
görünse de- mutsuz etmek için çabalar. Gençliğinde “Kezban” zihniyetli olan
tipler, orta yaşa gelince teyzeleşirler. Kaprisleri ve dırdırları eskiden
eşleri ve sevgilileri üzerine odaklıyken, bu yaşta ise çocukları, özellikle oğulları
üzerine geçer. Klasik Türk kaynanaları bu tiplerden çıkar. Genellikle boşanan
ya da dul kalan teyzeler yeniden evlenmez ya da ayıp, günah kavramları yüzünden
sevgili edinmez. Kocalarıyla yaşıyorlarsa, karı-koca ilişkilerini bitirmişler,
bu enerjilerini oğullarına yöneltmişlerdir. Aşkları oğullarına yöneliktir. Bu
yüzdendir ki oğulların yanındaki hiçbir kızı beğenmezler. Gelinleri olduğunda
da sürekli çekişme yaşarlar. Çünkü birer rakiptirler… Anaçlıklarını da abartılı
boyutta yaşadıkları için, oğullarını kesinlikle bir yetişkin gibi göremez, hala
kendilerine muhtaç sanırlar.
Milf ise bunun tersinedir; eşi
varsa ya da evlenmeksizin uzun süreli bir ilişki yaşıyorsa bunun keyfini
çıkarır. İlişkileri eskisinden de iyi hale gelir. Hayat tecrübesi teyzeleri
iyice çekilmez, huysuz ihtiyarlar haline sokarken, milf tecrübelerle daha da
“tatlılaşır”… Milflerin kendilerinden oldukça genç adamlarla yakıştırılmasının
nedeni de budur; saçma katı kurallara uymazlar, genç adam – olgun kadın ilişkisine
dair tabulara takmazlar. Bu yüzdendir ki yaşıtları olan teyzeleşmiş kadınlar ve
genç kadınlarla birlikte olmayı kendine hak gören yaşlı adamlarca çok
kıskanılır, “yollu” diye damgalanmaya çalışılırlar.
Kendileriyle sadece “cinsel
tecrübeleri” için birlikte olmak için can atan, ama aynı zamanda bu yönleri üzerinden
milflere kaşar muamelesi çeken örümcek zihniyetli genç adamların düşüncelerini
de tınmazlar, zira bu tip insanlarla işleri olmaz. Genç ve sığ karakterli kadınların
dırdırları, nazları, kaprisleri, abartılı ve çocuksu duygusal ihtiyaçları,
geleneksel kalıplardan çıkamayışları sebebiyle, genç ama akılca olgun adamların
milflere meyil etmesinden dolayı, kıskançlıkla kendilerini “geçkin ve yollu”
diye damgalamaya çalışan bu tip kadınlara ise bıyık altından gülümserler. Çünkü
on, on beş sene sonra onlar da olgun yaş sınıfı kadınlar haline geleceklerdir.
Üstelik sadece yaşça olgunlaşacak, ruhen ve büyük ihtimal fiziken teyzeleşip
kimse tarafından çekici bulunmayacak, sadece kof bir saygı duyulan ama asla içten
sevilmeyen birer huysuz ihtiyara dönüşeceklerdir. “Kadın kadının kurdudur”
sözüne en iyi örneklerden biridir aslında,
yaş faşizmini benimseyen bu genç kadınlar…
Burada “teyze” derken, dişiliğini
fazlaca ön plana çıkarmamış, yeme içmeyi ve yedirmeyi seven, abartı düzeylerde
olmayan anaçlıkta, güler yüzlü, sempatik, hayat dolu, kimseyi yaftalamayan,
yargılamayan, iyiliksever “tonton” teyzelerden bahsetmiyoruz. Onlar apayrı bir
kategori ve sayıca azlar. Hatta görünümlerindeki dişilik, gençlik ve formda bir
vücuda sahip olmaları nedeniyle milf sanılan ama ruhen teyzelerden farkı
olmayan kadınlar da mevcut ki az da değiller hani… Olay dış görünüşten ziyade
bir zihniyet meselesi esasında.
Toplumun insanları
şekillendirmedeki etkisi yadsınamaz. Lakin son karar yine kişinin kendi elindedir:
Teyze mi olmak istersiniz yoksa milf mi?