10 Mayıs 2015 Pazar

"Annelik" efsanesi

Efsanevi anne sözleri, daha doğrusu "Türk annesi" sözleri... İlk bakışta çok hoş, sevimli geliyor da, öyle mi acaba diye bir düşünelim.


Bu tip sözler, daha küçücükken, ergenlik çağına bile girmemişken, akılları her konuya yetemezken, bir anlık sinirlenmeler sonucunda anneleri tarafından kızgın ifadeli ya da duygu sömürüsü yapacak şekilde çocuklara sıkça söylenir. Ama "anne" aynı zamanda çocuğun ilk öğretmeni, onun zihnine temel şekilleri veren ilk insan... Bu kadar sığ ve suçlayıcı tavırlar alarak bilinçsizce yetiştirilen çocuklar birer "anne kurbanı" olarak hayata atılıyorlar yetişkinliklerinde. Sonuçlarıysa hep birlikte yaşıyoruz. Burada yazılan "efsane" (!) sözler buz dağının görünen kısmı, daha geride neler var neler.

Anne olmak ne biz insanların kendi bakış açısıyla, kültürel kodları üzerinden anlamlar yüklediği kadar abartılı ve "kutsal", ne de basit bir olgu. Evlenen ve kısır olmayan herkes anne olabiliyor, anne olmanın biyolojik hiçbir üstünlüğü ve ayrıcalığı yok. Annelikten önce bilinçli insan olmak önemli, çünkü kendini yetiştirmeden çocuk yetiştirmeye kalkmanın sonuçlarını toplumca ödüyoruz.

Çocuk, zihninin, dolayısıyla hayatının temellerini attığı 0-2 yaş arasında direkt anneden etkilendiği için anne olmadan önce kendini yetiştirmiş, bilgilenmiş bir insan olmak önemli. Bir çocuğu öfkelenmeden, duygu sömürülerine girişmeden ve en önemlisi bireyselliğine saygı duyarak yetiştirip, günü gelince de onun bir yetişkin olduğunu kabullenip hayatının iplerini ele almasını kabul etmek lazım. Saygıyı küçüklerden bekleyen ama çoğunlukla onlara saygı duymayan insanlarız, oysa onlar insan olarak hepimiz kadar saygıyı hak ediyorlar. Bu yanlışlarımız, saygısız bireylerle dolu bir toplum olmamıza yol açıyor.

Ve bir şey daha... Daha "kadın" olmadan anne olma baskıları yaşatılıyor genç kızlara. Çocuğun doğumuna vesile olan şey "aşk" tır yani kadın - erkek ilişkisidir. İlişki süreçlerindeki mutluluğu, nasıl bir insan ve ne tip bir hayat istediğini bilir hale gelmeyi, olgunlaşmayı, fiziki ve ruhsal tatmini tam oturtmadan "Hadi bir an önce birini bul evlen de anne ol, bak geç kalacaksın, evde kalacaksın, yaşıtların çoktan evlendi de bilmem kaçıncı çocuğunu yaptı" çemkirmeleriyle hala şu devirde ve sözde modern kesimlerde bile karşılaşıyor kadınlar. Çünkü "kadın" olmak, kadınlığını keşfetme süreçleri, ilişki tecrübesi yaşamak toplumda utanılacak bir şey. Kadın yerine “bayan” sözcüğü kullanılır oldu son yıllarda. Ne kadınlık utanılacak ne de analık kutsanacak olgular, her iki özellik de tek bir kadının varoluşunda mevcut.



Çocuklar her yönden doymuş ve mutlu annelerin eserleri olsunlar...