Efsanevi anne sözleri, daha
doğrusu "Türk annesi" sözleri... İlk bakışta çok hoş, sevimli geliyor
da, öyle mi acaba diye bir düşünelim.
Bu tip sözler, daha küçücükken,
ergenlik çağına bile girmemişken, akılları her konuya yetemezken, bir anlık
sinirlenmeler sonucunda anneleri tarafından kızgın ifadeli ya da duygu sömürüsü
yapacak şekilde çocuklara sıkça söylenir. Ama "anne" aynı zamanda
çocuğun ilk öğretmeni, onun zihnine temel şekilleri veren ilk insan... Bu kadar
sığ ve suçlayıcı tavırlar alarak bilinçsizce yetiştirilen çocuklar birer
"anne kurbanı" olarak hayata atılıyorlar yetişkinliklerinde.
Sonuçlarıysa hep birlikte yaşıyoruz. Burada yazılan "efsane" (!)
sözler buz dağının görünen kısmı, daha geride neler var neler.
Anne olmak ne biz insanların
kendi bakış açısıyla, kültürel kodları üzerinden anlamlar yüklediği kadar
abartılı ve "kutsal", ne de basit bir olgu. Evlenen ve kısır olmayan
herkes anne olabiliyor, anne olmanın biyolojik hiçbir üstünlüğü ve ayrıcalığı
yok. Annelikten önce bilinçli insan olmak önemli, çünkü kendini yetiştirmeden
çocuk yetiştirmeye kalkmanın sonuçlarını toplumca ödüyoruz.
Çocuk, zihninin, dolayısıyla
hayatının temellerini attığı 0-2 yaş arasında direkt anneden etkilendiği için
anne olmadan önce kendini yetiştirmiş, bilgilenmiş bir insan olmak önemli. Bir
çocuğu öfkelenmeden, duygu sömürülerine girişmeden ve en önemlisi
bireyselliğine saygı duyarak yetiştirip, günü gelince de onun bir yetişkin
olduğunu kabullenip hayatının iplerini ele almasını kabul etmek lazım. Saygıyı
küçüklerden bekleyen ama çoğunlukla onlara saygı duymayan insanlarız, oysa
onlar insan olarak hepimiz kadar saygıyı hak ediyorlar. Bu yanlışlarımız,
saygısız bireylerle dolu bir toplum olmamıza yol açıyor.
Ve bir şey daha... Daha
"kadın" olmadan anne olma baskıları yaşatılıyor genç kızlara. Çocuğun
doğumuna vesile olan şey "aşk" tır yani kadın - erkek ilişkisidir. İlişki
süreçlerindeki mutluluğu, nasıl bir insan ve ne tip bir hayat istediğini bilir
hale gelmeyi, olgunlaşmayı, fiziki ve ruhsal tatmini tam oturtmadan "Hadi
bir an önce birini bul evlen de anne ol, bak geç kalacaksın, evde kalacaksın,
yaşıtların çoktan evlendi de bilmem kaçıncı çocuğunu yaptı" çemkirmeleriyle
hala şu devirde ve sözde modern kesimlerde bile karşılaşıyor kadınlar. Çünkü
"kadın" olmak, kadınlığını keşfetme süreçleri, ilişki tecrübesi
yaşamak toplumda utanılacak bir şey. Kadın yerine “bayan” sözcüğü kullanılır
oldu son yıllarda. Ne kadınlık utanılacak ne de analık kutsanacak olgular, her
iki özellik de tek bir kadının varoluşunda mevcut.
Çocuklar her yönden doymuş ve
mutlu annelerin eserleri olsunlar...