2 Haziran 2016 Perşembe

Fetih "fetişi"...

Şu "fetih" denen ve tarihsel anlamları olan hadise... Dünyadaki imparatorluklar devri yıkılana dek, yani binlerce yıllık medeniyet tarihinin son yüz yıl öncesine dek "anlı şanlı" daha doğrusu "hak" kabul edilebilen olaylardı fetihler....


İnsanlığın tarih öncesi avcılık - göçerlikten yerleşik düzene geçişinden beri, gücü ele geçirmiş olan insan topluluklarını, daha güçsüz olanların yaşadığı bölgeleri, topraklarını savaşla, katliamla, mal ya da insan (köle) şeklinde ganimetler alarak zapt etmesi ve yerleştiği bölgelere kendi kültürünü az ya da yoğun şekilde dayatmasıdır. İnsan hakları mı, demokrasi mi, hayatın değerliliği mi geçiniz... Onlar, tarihin derinliklerinde kalan eski devirlere göre insan haklarına daha hassas olan, bunun için uluslararası çapta kurallar, bildirgeler yayınlamış son yüz yılımızda bile gerçek anlamda yok.

Eskinin o anlı şanlı sayılan fetihleri, şimdiki yüzyılda yapıldığı takdirde "işgal" olarak anılıyor. Evet, azcık insanlıktan nasibini almış herkes için başka milletlerin topraklarını ellerinden almak ve onları yönetmek olan feth kavramına işgal denir lakin bu işgaller ama son buldu mu? Hayır... Savaşlarla olmasa da ekonomik ya da kültürel şekilde, çeşitli sömürü vasıtaları, tüketime yönelik kandırmacalar, dalavereler ile sürmekte ve toplumlar işgal altında olduklarını fark bile edememektedirler.

Şimdi biz atalarımızın yakın ya da uzak tarihlerdeki fetihlerini -yani başka topraklara yaptıkları işgalleri- kutlamalı mıyız? Başkalarının hayatlarına, topraklarına el koymayı hak (!) sayanlardansanız bu soruya cevap "evet" olacaktır elbette.

Yeryüzünde neredeyse hiçbir millet yoktur ki fetihlerden yani işgalcilikten nasibini almış olmasın... Yeter ki bir şekilde gücü ele geçirmiş ve bir süre devam ettirmiş olsun. Kendisinden daha güçlüsü gelip elinde olanı alana dek, fethettiği yerler onun hakkı sayılmıştır. Yani "savaşı kazanan daima haklıdır"...


Ataların binlerce yıl önce yaptığı çekişmeleri bir kenara koyarsak -ki koymak durumundayız yoksa düşmanlıklar, intikam ateşleri asla sönmez- gayret etmemiz gereken şey, üzerinde şu anda yaşadığımız mevcut son coğrafyanın "tam bağımsız" olarak kalmasıdır. Kutlamamız gereken günler de tarihteki fetihler değil, sadece kendi bağımsızlığımız için verilen mücadelelerdir. Onların da neler olduğunu herkes biliyor ama birileri var ki bunları her sene görmezden geliyor...