Her işte
hayır vardır" diye söyler durur bu toplum. "Bu iş olmadıysa seni
mutlaka daha iyisi, hayırlısı bekliyor" derler. Nereden biliyorsun? Belki
daha kötü, şerli, fena durumlarla karşılaşacaksın, belli olmaz ki bu... Evren,
her şeyin sürekli daha iyisine doğru gittiği değil, aksine adına
"entropi" denen ve her şeyin ilk andaki halinde bıraktığın gibi
bulamayacağın durumlara doğru gittiği bir düzendir ve içinde "kaos"
barındırır. İnsanlar bir türlü yenilgiyi kabul etmezler, ego vardır çünkü,
sürekli morale ihtiyaç duyulur ve avunmak için bir şeyler üretilir. Bu da
onlardan biridir.
Ha, hiç
mi daha iyisine doğru gidilmez? Elbet gidilir lakin onun için güzel temenniler
ve beklentiler kurmak yerine, çokça enerji harcanması gerekir. Çünkü bireyin
dışındaki çevrenin yaptırım gücü, kişinin kendisinden çok daha fazladır. Aksi
düşünülemez, çelişki olur… Bu gücü yenmek ve şartları daha iyiye çevirmek,
istediğin şeylere kavuşmak için mantık ve sezgileri azami oranda kullanmak ve
her zaman yapılan, tekrarlanan, rutin şeylerin dışına çıkacak cesarette olmak şarttır.
Yani zihin durmaksızın çalışacak, mutlaka “konfor alanı” nın dışına çıkılacak…
İnsanların pek çoğu düşünce tembeli ve risk almaktan çekinen yapıda olduğu için,
bunu başarabilen yani gelecekte şu anki durumundan daha iyi şartlara sahip,
"hayırlı" olana kavuşmuş insan sayısı da fazla değildir. Sırf şansla
bu hale gelmiş olanlarsa çok azdır.
Ortalama bir
insan boşa hayale kapılmasın, var olan kapasitesini tam işletmedikçe,
gelecekteki durumu en iyi ihtimalle şu andakinden farklı olmayacaktır…