Bu cümle sanırım ilk anda
akıllarda “Gezi olayları, direniş” gibi çağrışımlar yaptı ama olay bambaşka.
2000’lerin başlarından beri her Haziran ayında tekrarlanan “şenlikler” var ki
görülmeye değer. Adına “Kep giyme törenleri” diyoruz…
1971 doğumlu, kırklı yaşlarının
başındaki biri olarak “teyze” modunda konuşmuş olacağım ama “Bizim zemanımızda
yoktu bunlar mirim” (!) Şu direniş kuşağı, y kuşağı diye tanımlanmış olan 1990’lıların
eğitim dönemleriyle ortaya çıktı. Öyle ki anaokulu dahil, ortaöğretim, lise ve
tabii ki üniversite bitirme törenlerinin hepsinde, tüm okullarda artık
mezuniyet eşittir kep giyme töreni olmuş. Yeni milenyuma girene kadar, henüz
sayıca enflasyon yapmamış Anadolu liseleri ve özel okullarda ve belli başlı, yüksek
puanla öğrenci alan ve tabii “dış bağlantı” içeren Boğaziçi, Hacettepe, ODTÜ
gibi “seçkin” üniversitelerin mezuniyetlerinde yapılan kep giyme törenleri,
şimdi en ortalama ilköğretim okullarında bile var. Tabii ki böyle hoş tören
şekilleri, öğrenciyi onore ve motive edici şenlikli, renkli uygulamalar güzel
ancak ambalajı bu kadar renkli eğitim sisteminin içi, özü ne alemde? Zarf çok
güzel ama ya mazruf?
Uzun uzadıya eğitim sistemini
eleştirmeye gerek yok aslında, her şey gayet açık: Sürekli değiştirilen, yap
boz tahtasına dönüştürülen bir sistem, bunun oyuncağı haline gelen körpe
beyinler ve bu çocuklara eğitim vereyim derken kafaları karışmış, atanma
problemleri ve geçim dertleri yüzünden de eski devrin “idealist” kimliğinden
oldukça uzaklaşmak “zorunda kalmış” öğretmenler… Ayrıca baştaki hükümetin
muhafazakar/din eksenli eğitim anlayışından dolayı git gide artan
muhafazakarlık, sürekli bir imam hatip lisesi açma durumları… Zaten en az yüz
yıldır doğu ile batı arasında sıkışmış genç ve yetişkin tüm zihinler, Batı’dan
gelme kep töreni, serbest kıyafet gibi uygulamalar ve güya seçmeli gibi
gösterilen ama okullara giriş sınavlarında dahi zorunlu hale getirilen din
dersleri arasında bulamaca dönüşmüş halde. Hangi görüşte olursa olsun, ne
istediğini bilen, amacı belli, “net” bir zihin, bu tip çorbaya dönüştürülmüş,
“sisli” zihinlerden kat kat iyidir.
Kep gibi güzel bir “aksesuar”
maalesef kepi taşıyan genç neslin bu yöndeki çaresizliğine derman olamıyor.
Mevcut durumda sadece bir göz boyama aracı, o kadar…